Kapalı devre kamera sistemleri (CCTV) ağacında birçok farklı özelliklere ve çalışma prensibine göre değişiklik gösteren dallar yer almaktadır. Bu dallar Analog ve IP kamera sistemleridir.
Görüntünün analog olarak koaksiyel kablo ile aktarıldığı yani dijital kayıt cihazı / dvr kullanılarak kameradan gelen video bilgisinin çözümlendiği bir yoldur. Kayıt sistemi dvr içerisinde yer alan bir depolama aygıtı / hard disk üzerine yapılmaktadır. Kablo alt yapısı olarak ise 2+1 ya da ses özelliği kullanılacak ise 4+1 ile sağlanmaktadır. Bütçe açısından da bakıldığında gayet ekonomiktir fakat IP kamera sistemleri teknolojisi için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Analog kameraların daha yoğun kullanılması, sıklıkla tercih edilmesinin altında yatan en büyük nedenlerden biri de fiyatıdır. Fiyatları IP kamera teknolojisinin yarı fiyatına kadar düşebilir. Ayrıca çok büyük ağ ve bilgisayar bilgisi de gerektirmez. Kurulumu yapılırken cihaz üzerinden birkaç dokunuş ile işinizi bitirebilirsiniz.
Görüntünün ağ destekli sistemler üzerinden bizlere aktarıldığı, oldukça esnek ve yazılım yolu ile kontrol edilebilen güvenlik kameralarıdır. Ip kameralar cat5, cat6, cat7 network kabloları alt yapısı ile sağlanır. Kontrol edildiği yazılım üzerinden, bizlere birçok kolaylık ve bir o kadar da net görüntü izleme olanağı sağlarlar.
Analog kameraların her biri kayıt cihazına kabloları çekilerek tek tek aktarılmalıdır. IP kameralar gibi değildir. IP kameralar kurulurken NVR Network Kayıt Cihazı'na CAT-6 data kablosu ile götürülmesine gerek duyulmayan sistemlerdir. Ayrıca görüntü kalitesi daha canlı ve parlak görülür. Analog kameralar ise flu yani donuk bir renk ile görüntülenebilir. Bu durum mekanı, insanı ya da nesneyi seçebildiğiniz ve detayını alabildiğiniz sürece çok büyük sorun haline gelmeyecektir.
Proje büyüklüğüne eşitli bant genişliği hesaplamaları yapılması, mühendislik isteyen durumları olabilir. IP kameraların kendi içeriğinde IP adresleri ve tarayıcı yoluyla erişilerek, yazılımları bulunur. Bu yazılım size ağ ayarları, cihaz ayarları, görüntü ayarları gibi düzenlemeleri yapabilmenize olanak tanır. Kısacası, kendi başına bir cihaz niteliği taşırlar.
Örnek verecek olduğumuzda WDR (White Dynamic Range) beyaz kazancı, BLC (Backlight Compensation) arka ışık dengesi gibi hassas görüntü ayarları incelikleri arayüzüne erişilerek yerine getirilir. Daha buna birçok örnek verilebilir. Neticede istenilen görüntü kalitesi ayarları IP kamerada kolaylıkla yapılabilirken, analog kameraların DVR kayıt cihazında mahkümiyet yaşadığını söyleyebiliriz.
Ayrıca IP kamera arayüzü içinde hareket algılama, alan seçimi ve bu alana tanınan çeşitli senaryolarda gerçekleştirilebilir. Söz gelimi bir para kasası alanı seçilebilir ve bu alanın hareket anında elektronik posta göndermesi, ekranda tam ekran haline gelmesi, izleme yapılan uygulamaya mesaj göndermesi ya da kayıt cihazının sesli uyarı vermesi gibi planlamalar yapılabilir.
IP kameralar bağımsızlığını ilan etmiş, ağ üzerinde kendi internet protokolü üzerinde yerini almıştır. Günümüzde hafıza kartı desteği ve Wi-Fi kablosuz internet ile çalışabilme özelliklerine sahip kablosuz ip kameralar sıklıkla tercih edilebilmektedir. Gerek bebek izleme, gerekse dekoratif anlamda kablolama yapılamayan mekanların vazgeçilmezi halindedir. Kablosuz iç ortam ip kameraların, estetik tasarım yapısı da tartışmaya kapalıdır. Yarış halinde olan kamera üretici fabrikaların tasarımı da göz ardı etmedikleri gözden kaçmıyor.